Çocuklar büyürken yanlarında olmak çoğu zaman heyecan vericidir. Bir önceki günden daha iyi olduğu becerileri eminim tüm ebeveynlerin gözlerini parlatan ve içini pır pır ettiren bir durumdur. Çocukların tüm yönlerinin ilerleme ve büyüme içinde olması tartışmasız çok büyük bir mucizedir. Biz yetişkinler bu mucizeyi hemen yanı başında yakından izleriz ve içten içe gurur duyarız çocuklar ile. Bu güzel yolculuk sırasında zaman zaman zorlandığımız duygu-durumlardan daha önce farklı başlıklarda bahsettik ve sizlere küçük önerilerde bulunduk. Bu ay ise sizlere duygu-düşünce-davranış üçlüsü ile ilgili sizlere bazı ip uçları vermeyi hedefliyoruz.
Çocuklar gelişimsel süreçte bir çok konuda bizleri referans alırlar. Yetişkinleri zorlayacak davranışlar sergilemeleri de genelde belirli nedenlerden kaynaklanır. Elbette yüzde yüz bir geçerlilik var diyemeyiz bu çıkarımlar için. Ama çok belirgin davranışların belirgin ve ortak duygulardan geçtiği de kaçınılmaz bir gerçektir.
Duygular üzerine birkaç önemli husus…
Çocuklar korku, kaygı, kızgınlık, öfke gibi duygular büyüme ataklarının vazgeçilmez eşlikçileridir. Öz denetim becerisi bu dönemde çok önemlidir. Her atak dönemi sonunda yeni bir şey öğrenen çocuklar duygu denetimini de bu şekilde aşama aşama öğrenirler. Aynı zamanda yine bu dönemlerde yeni duygularla tanışırlar. Çocuklar duygularını tanımanın hemen ardından duygularını düzenlemeyi öğrenirler. Belirli koşullarda hangi duyguları yaşayacaklarını istemsizce planlarlar. Ama duyguların öz denetimi asla duyguları bastırmak ve baskılamak demek değildir. her duygunun bir işlevi vardır.
Peki anne ve babalar çocukların duygularını tanıması ve doğru şekilde yaşamasına nasıl destek olabilir?
İlk kural şüphesiz ki çocukların hiçbir duygusunu küçümsememektir. Bizler için anlaşılır ve makul olmayabilir. Duygularını doğru ifade edemediği için çocuklara kendini yetersiz hissettirmemeliyiz. Bir duyguyu yoğun şekilde yaşadığı anlarda onlarla sakince konuşmamız ve güven verici olmamız gerekiyor. Kendini ifade etmek konusunun da zorlandığı kısımlarda sakin ve şefkatli şekilde az kelime ile isimlendirmesine yardımcı olmalıyız. Belki bazı bölümlerde kendimizden örnek vererek destekleyebiliriz. Asıl anahtar ise çokça dinlemektir. Çocukların ne söylediğini en saf haliyle anlamaktır. Varsayımlar ve neden öfkelendiğine dair kendi yorumlarımız her zaman doğru olmayabilir. Duygusunu anladıktan sonra gerekçeye göre ya probleme odaklanmalıyız ya da duygularına odaklanmalıyız. Neden öfkelendiğini birlikte bulursak ve neden-sonuç ilişkisi kurmasını sağlarsak duygularını denetlemeyi de öğretmiş oluruz. Bu bölümde ise duygularını denetlemeyi henüz öğrenememiş olan çocukların bazı davranış örneklerini gözden geçirelim.
Eğer çocuğunuz sizi dinlemiyorsa, isteklerinin anlaşılmadığını düşünüyor olabilir.
Eğer çocuğunuz asi diye tabir edebileceğimiz davranışlar sergiliyorsa, yeterli ve güçlü hissetmeye ihtiyaç duyuyor olabilir.
Eğer çocuğunuz mızmızlanmak olarak tabir edilebilecek şekilde davranıyorsa, kendini güçsüz hissediyor, bu duyguyla baş edemiyor olabilir.
Eğer çocuğunuz her şey onun istediği gibi olsun diye direniyorsa, ihtiyaçlarının karşılanmayacağından endişeleniyor olabilir.
Örnekler çoğaltılabilir…
Çocukların gelişimini önemseyen her yetişkin mutlaka bu üçlüyü de önemsemelidir
Çocukların düşünme biçimleri de tıpkı yetişkinler gibi istemsizce formüle edilir. Duygu- düşünce- davranış üçlüsü hayatı boyunca dışarıdan görünen davranışlarının temelini oluşturacaktır. En başa dönecek olursak çocuklara duygularını tanımayı öğretmek, duygu denetimini öğretmek ve duygularını ifade etmeyi öğretmek davranışlarına yön verebilmesi için hayati bir öneme sahiptir. Geleceğin yetişkinlerini bugün yetiştiriyoruz. Duygularını- düşüncelerini ve davranışlarını yönetmek bir yetişkin için tüm ilişki biçimlerinde çok gereklidir. Doğru davranışın başlangıç noktası duygularımızdır. Duygularımızı düşüncelerimize iletirken kullandığımız referans bilgilerimiz ise çocukluk çağından itibaren öğrenilir. Çocukluk dönemlerinden itibaren insanın bu üçlüyü doğru şekilde öğrenmesi ve uygulaması hayat konforunu arttıracaktır.
Duygularını en güzel biçimde sizlere ileten çocuklar yetiştirmek dileğiyle…