Kendi çekirdek ailenize bakıp benim sadece 1 çocuğum var diyebilirsiniz. Veya birden fazla çocuğunuz olduğu ve belirli bir aşama kaydettiğiniz için bu dönemi atlatmış olduğunuzu zannedebilirsiniz. Diğer yandan ikinci çocuk düşünceleri içerisinde de olabilirsiniz. Birçok nedenle bu önemli mesele bültenimizde konuşulmaya değer bizce… Evet en eski meselelerden biridir kardeş kıskançlığı. İnsanlık tarihinden bahsedildiği dönemlerin en başlarında bile kardeş kıskançlığı konuşulmuştur. Dini kaynaklar Habil ve Kabilden, Yusuf ve kardeşlerinden, Amnon ve Tamor’dan bahseder. Mitoloji ise Atree ile Thyes’ten, Typhon ile Osiris’ten, Castor ile Pollux’tan bahseder. Bu ilişki tipinde sevgi, bağlılık, kökten teslimiyetin yanı sıra rekabet, kin, nefret gibi duyguların varlığından bahsedilir. Ambivalance (ikiz duygu, içi içe geçmiş duygu, iki duygunun birbirinin içinde yer bulması hali) tanımı tam da bu ilişki için ortaya çıkmış olsa gerek.

Günümüze dönecek olursak her konuda mükemmeli arzulayan ebeveynlik anlayışımızda bu kadar uç duygular tarihten farklı şekilde gözlemleniyor. İlk çocuklar biricik ve tek olduğu, her şeyin en ince ayrıntısıyla düşünüldüğü bir evde dünyaya geliyor.  İkinci çocuk haberini alır almaz  kendini hissettiren bir paylaşım zorluğu hemen oracıkta kendini gösteriyor. Elbette her çocuk ve her yaştaki çocuk bu bilgiyi aynı düzeyde karşılayamaz. Bu bölümü aile içi dinamiklere göre farklı açılardan da ele alabiliriz fakat genel geçer hali ile kardeş meselesi ne zaman kıskançlık olarak karşımıza çıkıyor? ve ne yapmak gerekir? Bu konular hakkında söyleyeceklerimiz var. Okul öncesi gelişim dönemine dahil bir çocuğunuz var diyelim. Ve ona kardeş gelecek haberini aldığınızı varsayalım. Sevinç ve coşku bir süre sonra yerini şimdi ne yapacağız, ilk çocuğumuza ne zaman söyleyeceğiz gibi sorular ile yer değiştirebilir. Yapılması gerekenleri sırasıyla şöyle özetlenebiliriz;

İlk doğan yani birinci çocuğun ismi bu yazıda temsili olarak Teo olsun  

Önce olumsuz durumdan bahsedelim. Eğer Teo’ya ‘-kardeşin olacak diyerek direkt olarak odası ve nesnel koşulların hazırlığına şahit ederseniz, Teo’nun düzenini kökten sarsacak şekilde ve hızlı değiştirirseniz, kardeşinin gelişini tıpkı sizin gibi sevgi ve heyecanla beklemesini beklerseniz, bir de gelişimsel olarak öne çıkan bir durumun içerisindeyse (mesela okula başladığı ilk haftalar, tuvalet eğitimi vs gibi) kardeş kıskançlığı yaşanması kaçınılmaz olur. Düzeni ve rutinleri bozulan Teo bir de hiç görmediği biri ile anne babasını paylaşırken bulur kendini. Hatta paylaşmanın da ötesinde anne ve babasını elinden aldığını bile düşünebilir. Bu durum güvensizlikle birlikle kontrol edemediği bir kaygının dışavurumudur adeta. İstemsizce davranış problemleri geçici veya kalıcı şekilde yaşanabilir.

Olumlu veya daha az yıkıcı durumdan bahsedecek olursak…

-Teo’ya bebek haberi verildiği dönemde memeden ayırma, emzik bırakma, tuvalet eğitimi, anne ile yatakların ayrılması, okula başlama, önemli bir hastalık (kalıcı etkileri olan) gibi bir kaç ay zamana ihtiyaç duyulabilecek dönemlerden geçiyor olmamasına dikkat edilmeli. Eğer bunlardan biri yaşamınızda yer alıyor ise önce bu meseleyi çözmeli ve daha sonra kardeş haberini vermelisiniz.

-Teo’nun rutinlerine bir göz atın. Belli başlı onunla karakterize olanları listeleyin. Vazgeçilmezleri, yapmaktan çok hoşlandığı aktiviteleri, sevdiği yemekleri gibi her şeyi gözden geçirin. Hamileliğin ilk başlarından hayatınızın devamında her süreçte bu rutinler Teo’nun ruh halini stabil tutmak ve yeni olan her şeye alışırken duygu geçişlerini kolay atlatmak ile ilgili destekçisi olacaktır. Sadece Teo değil her yaşta ve cinsiyette çocuk rutinleri-düzenli yaşamı sever.

-Anne ve baba olarak yetişkinlerin aklında nasıl bilinmezler var ise Teo’da da bir dolu bilinmez var. Hamilelik haberi verilen konuşmada mutlaka bu bilinmezler hakkında kısa ve açıklayıcı şekilde bahsedilmeli. Mesela; kardeşin olduğunda belki onunla oyuncaklarını paylaşacaksın ve o da seninle oyuncaklarını paylaşacak. Oyun oynarken daha çok eğleneceksin bu sayede. Veya ben yemek hazırlarken canın sıkılmayacak, kardeşinle birlikte boyama yaparak bekleyebileceksin.

-Doğacak bebeğin hazırlıklarında mutlaka Teo’ya da görev verin. Teo’nun odasını da düzenleyip bazı eşyaları kardeşinin odasına taşıması sağlanabilir böylece her iki odaya da yeni şeyler konur ve ihtiyaçlar karşılanır.

-Kardeşi olacağı için Teo’ya daha iltimaslı veya farklı davranmaktan kaçınılmalıdır. Rutinlerden bahsettik ama bu kısmı tekrar hatırlatmakta fayda var. Her şeyin hep olduğu gibi olmasına özen gösterilebilir.

-Doğacak olan bebek sana abi/abla diyecek, sen ona bakacaksın, koruyup kollayacaksın diye belirgin sorumluluklardan bahsetmek Teo için başka bir yük oluşturacaktır. Bahsetmek doğru değildir.

-Teo bebek ile ilgili sorular sorduğunda kendi bebeklik fotoğraflarını göstererek anlatılabilir, bir sonraki sorduğunda bebeklik kıyafetleri veya eşyaları üzerinden ona kardeşi hakkında genel bilgiler verilebilir. Bir sonraki sorduğunda diyorum çünkü mutlaka sorular soracak ve anlamaya çalışacaktır. Onun soru sormasını bekleyip sadece sorusuna yeterli şekilde cevap verilmelidir.

-Teo hep sakin ve soru sorar halde olmayacak elbette. Annenin karnı büyümeye başladıkça özellikle öfkeli ve üzgün olduğu durumlarda tepkisel olarak kardeşiyle ilgili kötü şeyler söyleyebilir. Hatta bu yenidoğan dönemde de yaşanabilir. Burada anne ve babanın sakinliğini koruması oldukça önemlidir. Ama olağan dışı bir sakinlikten bahsetmiyoruz. Bebek yokken Teo öfke nöbeti geçirdiğinde veya olumsuz bir davranış sergilediğinde ne yapılıyorsa aynısını burada da yapmak gerekir.

Fark etmenizi istediğim bir durum daha var… tutarlılık, gelişimine uygun tepkiler vermek, gelişim aşamalarını birbirinden ayırmak/ denk getirmemeye çalışmak, bilgilendirici ve anlayabileceği bir dil kullanmak, doğru noktalarda sınırlar koymak ve uygulamak, ihtyaçlarını mutlak şekilde karşılamak, isteklerinin sınırını da yine doğru belirlemek aslında her konuda kaç çocuk için olursa olsun önemli konular. Bir de çocuklar arası yaş farkı gibi bir gerçek var. Teo ile ikinci veya üçüncü doğacak kardeşinin arasında kaç yaş olmalı? Aslında bu sorunun bir çok kaynakta yaklaşık bir aralık olmak üzere karşılığı var. Fakat burada ailenin sosyokültürel-ekonomik düzeyinden başlayan çocuk yetiştirme anlayışına ve ailenin kendi geleceği hakkındaki beklentilerine kadar varan bir dizi alt başlığı var. Elbette her anne-baba çocuğu ve çocukları için en iyisini ister. Ama uygulama noktasında ailenin iç dinamikleri ve beklentileri aktif rol oynar. Kuramların ve kuramcıların bize belirttiği yaş farkı aralığı 4-5 yaştır. Nedeni ise büyük çocuğun ilk 3 yılı gelişiminde kritik dönemdir. Dönülmesi gereken kavşaklar olduğu için (memeden ayrılma, tuvalet eğitimi, konuşma, yürüme, okula başlama vs.) bu dönemde ikinci çocuğu tavsiye etmeyiz. Her çocuğun gelişimine ait farklılıkları göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Bu nedenle 4 yaş farkı beklemek çok yönlü bir fayda sağlar. 4-5 yaş sonrası çocuklar artık soyut kavramları algılayabilecek döneme girmeye başlarlar. Kardeş sevgisi, anne ve babanın adil tutumu, kardeşe karşı şefkatli yaklaşmak ve bebek için harcanan fazladan zaman için bu soyut dönem zihnine ihtiyaç duyacağız. Annen şuan kardeşini besliyor ve kucağında uzun süre tutması gerekecek, baban şuan kardeşinin gazını çıkarıyor ve bir süre seninle oyun oynayamayacak dediğimizde çocukların anlamasını istediğimiz bir yaştan bahsediyoruz yani.

Çocuk isteyen her ebeveyn çocuğuna kardeş ve ileride bağını sürdürebileceği bir aile bireyi olsun ister. Birbirlerine destek olurlar, anne babanın dışında aileden daha genç biriyle güvenilir bir sevgi bağı olur dediğinizi duyar gibiyim. Elbette bu en ideal olandır. Sonuç olarak kardeşler arasında en az yaş farkı 4-5 olmalı dedik ama en fazla kaç olmalı bunu da eklemeliyiz. Amerikan psikologlar derneği yakın tarihli bir çalışmada jenerasyon farkının 6 yıla indiğini gösteren çalışmalar yaptı. Uzun yıllar ve aralıkların olduğu bir jenerasyon farkından artık söz etmek mümkün değil. Buna göre kardeşlerin birbirlerinden çok büyük olmaları da tavsiye edilen bir durum değil. Nedeni ise kardeşler arası geçerli olan dilin özellikleri değişiyor, ebeveyn çocuk ilişkisine benzer bir hal alabiliyor. Kurulan ilişki de ebeveyn zeminine taşınabiliyor. Yakınlık anlayışı yerini anne babadan sonra bir ebeveyn daha varmış gibi bir algıya sürüklüyor. Bu nedenle en fazla 6-7 yaş aralığı ise burada tavsiye ettiğimiz en fazla yaş aralığı. Böylece kadınların doğum süreçlerine adaptasyonu ve çok yönlü toparlamayı da göz önüne alırsak ikiden fazla çocuk isteyen ailelere de alan/zaman kalacaktır.

Eğer bir çocuk gelişim basamaklarını vaktinde ve uygun şekilde çıktıysa, tutarlı bir anne babası varsa, Teo’nun beklediği gibi kardeşini bekliyorsa ve yeteri kadar yaş farkı varsa bile kardeş kıskançlığı yaşayabilir.. Falancanın çocuğu kardeş kıskançlığı yaşamadı diyemeyiz. Her çocuk okul öncesi gelişim dönemlerindeyse mutlaka kardeş kıskançlığı yaşayacaktır. Bu hazırlıklar ise kıskançlığın dozunu kontrol etmemizi ve kıskançlığın yıkıcı bir hale gelmemesini sağlayacaktır. Öte yandan doğru kurulmamış kardeş ilişkileri sadece Teo’nun kardeşini değil, kardeşinin de Teo’yu kıskanmasına sebep olabilir. Kaçıncı kardeş oldukları konusunda da sağlıklı sonuçlar olması için bu dönemin en az hasarla atlatılması önerilir. Doğru planlanmış birden fazla kardeşi olan bireyler yetişkinlik yaşamlarında sosyal paylaşımı kolay, sorumluluk bilinci yüksek, iş yaşamında sebat eden bireyler olabiliyorlar. Aile içi yaşam sistemli ilerleyen düzenli bir yapı ise bunu yetişkinlik yaşamlarına taşıyabiliyorlar.

Unutmayalım ki kardeş kıskançlığı değil, kaynak paylaşımında sorun vardır. Kaynak ise çocuğun anne ve babasından aldığı sevgi, şefkat, ilgi ve ihtiyaçların karşılanması gibi konu başlıklarıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Call Now Button